Güneşin aktivitesi her 11 yılda bir değişim göstermektedir. Bu aktivite değişimine bağlı olarak güneşin parlaklığı da değişim göstermektedir.
Parlaklık insan gözünün algılayabildiği elektromanyetik radyasyonun 3800 – 7600 Angstrom’luk bölgesi ile sınırlı olmak ile birlikte, güneşin parlaklığının artması elektromanyetik spektrumun daha geniş bir bölgesinde artışa neden olmaktadır, özellikle UV bölgesinde.
40 yıllık Güneşin verdiği enerji, uydu ve yer gözlemleri ile izlenmesi sonucunda, güneş döngüsünün min ve maks aktiviteleri arasında %0,1‘lik bir enerji değişim olduğu gözlendi. 1750 yılından günümüze fosil yakıtların yakılması ile oluşan sera gazlarının etkisi güneşin döngüsünden kaynaklı değişiminden 50 kat daha büyük.
1880’den günümüze, 1950 yılında itibaren döngü değişiminin dışında güneşin verdiği toplam enerji azalmaktadır. Aslında güneşin büyük bir solar minimuma doğru gittiğini söylemek doğru olabilir. Bu Maunder Miniumu olarak tanımlanan güneş döngüleri içerisindeki uzun süreli iç bir döngünün düşük enerji durumudur. Bir önceki Maunder Minimum 1645 – 1715 yılları arasında gerçekleşti. Ve bu süre zarfında ancak birkaç tane güneş lekesi gözlenebildi.
Özetle küresel ısınmanın ana kaynağı güneş aktivitesi değil, insan aktivitesi…
Kaynak: NASA